Turkcell Superonline, dünyanın en büyük ağ şirketlerinden Level 3 ile anlaşma yaptı. Böylece Türkiye’nin “internetin ipek yolu” vizyonu yönünde en önemli adımlardan biri atılmış oldu. Dünyadaki IP adreslerinin üçte birine sahip Level 3 ile daha yüksek kapasitelere daha ucuza ulaşacak, Türk içeriğini dünyaya daha hızlı aktaracağız.
T
ürkiye’nin internet macerası 1993 yılı Nisan ayında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin PTT’den kiraladığı 64 kilobitlik bağlantıyla başladı. O tarihten itibaren atılan her adım; ülkede daha fazla kişinin internete girmesi, sayfalar arasında daha hızlı gezinmesi ve Türkiye’de özgün içeriğin yaratılmasını sağlamaya yönelik atıldı.
Bakır hatlar üstünden gerçekleşen telefon bağlantıları, yerini ADSL ve kablolu internet gibi yeni teknolojilere bırakırken internetimiz hızlandı, Türkiye’nin veri ihtiyacında ciddi bir tırmanma oldu. 2000’lerin ilk 10 yıllık döneminde hıza iyice adapte olduktan sonra geniş bant internet isteği ön plana çıktı. Kullanıcılar için oyun değişmişti ve kimse bir internet sitesine girip yazı okuyup resimleri incelemekle tatmin olmuyordu. Dönem video ve her işini eksiksiz biçimde internetten yapma dönemiydi. Başta fiber olmak üzere LTE gibi mobil teknolojiler, halkın geniş bant isteğini tam olarak karşılayacak imkanlar sundu. Türkiye’de operatörler; ülke içinde kişi, kurum ve cihazların birbiriyle çok hızlı haberleşebileceği bir sistemi kurmakta gecikmedi. Ancak içeriğin özellikle yurt dışında kümelenmiş olması, yurt dışına çıkış isteğini tetikledi.
İnternet alanında bir hız ülkesi olmanın yolu, fiber ağlarına direkt erişen bir ülke olmaktan geçiyor.
İnternet baronlarının zamanı
Dünyada internet, tüm ülke ve halkları birbirine bağlayan, insanlığın kaderini değiştiren önemli bir gelişme olarak karşımıza çıktı. İnternet, bilgi paylaşım ve akışını ışık hızına çıkarırken tek bir şeye ihtiyaç duyuyordu: Bağlantı!
Kıtaların, ülkelerin, şehirlerin ve sunucuların birbirine bağlanabilmesi için bu bağlantıyı sağlayacak fiber optik kablolara ihtiyaç duyuluyordu. Bu ihtiyacı sağlamak, herkes ve her şeyi birbirine bağlamak için farklı yapılar ortaya çıktı. Bunlara Tier 1 adı verildi.
Eğer internet sadece ülke içindeki sunucuları birbirine bağlamak kadar kolay ve lokal bir organizasyon olsaydı devletler yapacakları yatırımlarla bilgi otobanlarını kurabilirlerdi. Ancak internet; Çin’i ABD’ye, Rusya’yı Afganistan’a. Bosna Hersek’i Avusturalya’ya bağlaması gereken bir yapı arz ediyordu. Bu yüzden de özel sektör bu işe el attı. Üstünde bilginin koşacağı bilgi otoyolları yaptılar ve insanlığa en büyük katkıyı verdiler. Ancak elbette bu katkı karşılıksız değildi. Tier 1 adı verilen bu şirketler üstünden bilgi geçirmek isteyen herkesten aynı otoyollarda olduğu gibi belli ücretler kesmeye başladılar.
Tier 1 şirketler, bu noktada internetin baronları olarak adlandırılmaya başlandı. Çünkü baron kelimesinin etimolojik kökeninde hizmet veren kişi savaşçı açıklaması vardı. Baronluk özel bir seviyeydi ve herkes oraya gelemezdi. Çok uğraşsanız, para verseniz de baron olamazdınız ve size imtiyazlar verilmezdi. Ancak bir kere bu ayrıcalıkları alırsanız bunu hayatınızın sonuna kadar taşır, hatta çocuklarınızdan torunlarınıza aktarabilirdiniz.
İnternet baronu ne değiştirecek?
- Cari açığın azaltılması, yurt dışına daha az döviz gitmesi sağlanacak
- İnternet kapasitesi ihtiyaç duyuldukça daha kolay bir biçimde büyüyecek
- Türkiye’nin içeriği, alışveriş siteleri ve dizilerin barındırıldığı ortamlar daha hızlı dünyaya açılacak
- Türkiye’de sitelerin barındırılması daha ucuza gelecek ve hızlanacak
- Türk girişimcilerin uygulamaları dünyaya daha hızlı açılacak
- Google, Facebook ve benzeri dünya devleri, Türkiye’de sunucu açmak için geçmişe oranla daha büyük iştah duyacak
“Biz baronların ayağına gitmeyeceğiz”
2010 yılından itibaren mobil ve sabitte artan internet bağlantısı isteği, yoğun bir dünya trafiği satın almamıza neden oluyordu. O yıllarda farklı yollardan atlayarak, sürekli kavşaklarda yön belirleyerek hızlı olmak fiziksel olarak mümkün değildi. Bunun için Türkiye’de İngiltere, ABD, Almanya, Hollanda ve benzeri ana arterlere POP noktaları açma ve böylece ara kavşaklardaki beklemelerden etkilenmeme fikri ortaya çıktı.
O günlerde Turkcell’in sabit hat satışı ve bu hatların altyapı kurulumunu gerçekleştiren şirketi Superonline’ın Genel Müdürü Murat Erkan, basınla yaptığı konuşmalarda bu fikre karşı olduğunu dile getirerek Türk internet dünyasına oldukça farklı bir bakış açısı sundu: “Biz onlara gitmeyeceğiz. Öyle bir yapı hayata geçireceğiz ki baronlar buraya gelecek.”
O yıllarda bu bakış açısı oldukça ses getirdi. Çünkü kimse dünyanın internetini taşıyan ve baron seviyesinde tanımlanan bu şirketlerin oldukça hızlı gelişiyor da olsa Türkiye gibi bir ülkenin ayağına gelmeyeceğini düşünüyordu. Ancak gerçek bundan çok daha farklı oldu.
Erkan: “Dünyanın bir numarasını Türkiye’ye getiriyoruz”
Murat Erkan, dünyanın önde gelen ağ şirketlerinin Türkiye’ye getirilmesi sürecindeki son noktayı şöyle anlattı: “2008 yılında Turkcell Superonline olarak internet baronlarının Türk internetini daha etkin bir biçimde taşımaları için Türkiye’ye gelmelerini kendimize hedef olarak koymuştuk. O günlerde ipek yolunu fiber yoluna çevireceğiz dedik. İstanbul’u internetin merkezi yapacağız dedik. Bu çalışmaların son halkası olarak dünyanın alanında bir numarası olan Level 3’ü Türkiye’ye getirmeyi başardık. Böylesine bir dünya devinin Turkcell Superonline’ın kalitesi ve hizmetini seçerek ülkemize gelmesinden son derece mutluyuz. Bunu yapmak için var gücümüzle çalıştık. Bu başarımızda bizim kadar tüm dünyanın takip etmek istediği içerikleri oluşturan başta Türk dizi yapımcıları olmak üzere tüm içerik üreticilerinin de çok büyük bir payı ve emeği var. Level 3’le yaptığımız bu işbirliğinin, Türk içeriklerinin de dünyaya açılması ve daha yüksek gelir elde etmesini sağlayacak bu kazan kazan ilişkisini daha geliştirmesine vesile olacağı için de gururluyuz.”
Tüm içeriklerimizi dünyaya açarak Türk şirketleri için kazan kazan ilişkisi yaratıyoruz.
Baronların en büyüğü Level 3
Bundan yıllar önce internet baronları Türkiye’ye gelmeyi seçmiyorlardı. Çünkü gerek Türkiye’nin altyapısındaki yavaşlık, gerekse burada üretilen bilginin hacmi, Türkiye’yi bu tarzdaki şirketler için bir cazibe merkezi haline getirmiyordu. Sonrasında Türkiye ve içindeki telekomünikasyon şirketlerinin etkin çalışmaları, halkın teknolojiye olan ilgi ve bağlılığının artmasıyla mobil ve sabit veri üretimi çok büyük ölçülerde arttı. Bu yüzden Türkiye bir anda kaçınılmaz olarak baronların takibine girdi.
Bu noktada Turkcell, internet erişimi denince ilk akla gelen dünyanın en büyük firmalarından Level 3 ile anlaştı. Yapılan anlaşma ile Türkiye’de POP noktası açan ABD’li internet devi Türk internetini büyük internet omurgasının içine aldı. Böylece dünya çapında kullanıcıların Türkiye’de üretilen bilgiye daha hızlı ulaşmasını mümkün hale getirdi. Anlaşma sayesinde sadece Türkiye’nin değil, komşu ülkelerin de yarattığı içerikler Turkcell Superonline ile daha geniş kitlelere çok daha hızlı erişilebilir hale gelecek.
Level 3, dünya üstündeki operatörlerin yaklaşık yarısına direkt olarak erişim sağlayarak, dünya üstünde kullanımda olan IP adreslerinin de üçte birinden fazlasına sahip durumda bulunuyor. Ayrıca dünyada birçok içerik sağlayıcı da Level 3’ten hizmet alıyor. Bu nedenle yapılan anlaşmayla birçok global içeriğe Türkiye’deki kullanıcıların daha hızlı ve yüksek kalitede erişmesi mümkün olacak.
Level 3, 1 Kasım 2017 itibarıyla bir diğer dünya devi CenturyLink ile birleşerek mevcut liderliğini yepyeni bir düzleme taşıdı.
Türkiye nasıl internet üssü olur?
Türkiye’nin 2023 yılı hedefleri arasında bulunan “ülkeyi küresel bir internet üssü haline getirme” bakış açısı yolunda çok nemli adımlar atılıyor. Murat Erkan Türkiye’nin bu hedeflere doğru emin adımlarla gittiğini ifade ederken yapılan çalışmaların bununla da sınırlı olmadığını vurlguladı: “Dünyadaki başlıca içerik sağlayıcıların verilerini ülkemizde barındırması ve kolay erişilebilir olmasının yanı sıra ülkemizin internet ağlarının kesişim noktası haline gelmesinin önemini her fırsatta vurguladık. Bu anlayışla Deutsche Telekom, KPN, Tata Communications, GTT, Telekom Italia gibi küresel operatörlerle işbirliklerine imza atarken Interoute, Telekom Austria, Oteglobe, Mednaitulus gibi bölgenin önemli fiber transmisyon altyapılarıyla da önemli anlaşmalar gerçekleştirdik.”
Turkcell’in çalışmaları Türkiye ile de sınırlı değil. Murat Erkan çevre coğrafyanın da attıkları adımlar sayesinde daha iyi bir yere geleceğini dile getirdi: “Yaptığımız anlaşmalar ile sadece Türkiye değil, çevre ülkelerin de internet içerikleri dünyaya Türkiye üstünden açılmasını sağlayarak Kafkasya ve Ortadoğu ülkeleri dünyaya açılmak için Türkiye altyapılarını kullanmaya başlamasına imkan tanıdık. Gürcistan, Irak ve İran veri trafiğinin önemli bir kısmını Turkcell Superonline fiber altyapısı üzerinden taşıyarak Avrupa ile ülkemiz ve bölgemiz arasında uluslararası data bağlantılarımızın kapasitesini 3.5 Terabit’in üzerine taşımayı başardık.
Geldiğimiz noktada Türkiye’yi bölgede önemli bir geçiş noktası haline getirdik. Küresel ölçekteki en büyük internet ve trafik değişim platformlarından biri olan DE-CIX’in İstanbul’a yatırımını destekledik ve internet değişim noktalarından birini Turkcell veri merkezinde barındırmaya başlayarak bu platforma yurtiçi ve yurtdışındaki operatörlerin, içerik ve servis sağlayıcılarının ülkemizden ve bölge ülkelerden erişimlerini kolaylaştırdık.