Savunma Sanayi 2.0 Zamanı

Savunma Sanayi Müsteşarlığı, paydaşlarıyla güçlü bir sinerji yaratmak için ‘Savunma Sanayi Müsteşarlığı, 2017-2021 dönemi Stratejik Planı’nı “Stratejik Yönetim ve Planlama” anlayışıyla ‘Başarıya Odaklı’ olarak yeniden tasarladı.

S

avunma sanayi alanındaki rakamlara bakacak olursak; 2002 yılında 1.3 milyar dolar olan ‘Savunma ve Havacılık’ sektörü cirosu 5 milyar dolara, savunma ve havacılık ihracatı 247 milyon dolardan 1,655 milyar dolara ve Ar-Ge harcamaları 49 milyon dolardan 904 milyon dolara ulaştı. Bu rakamlarla bağlantılı olarak Türk savunma sanayinin büyük atılımı, ABD merkezli askeri yayıncılık kuruluşu Defense News dergisinin listesine de yansıdı; ‘Defense News Top 100’de yer alan Türk şirketi sayısı 3’e yükseldi. Bu şirketler; Aselsan, TAI/TUSAŞ ve Roketsan olarak sıralanıyor.

Savunma ve güvenliğe bütünsel yaklaşım

2004’den bu yana; Milgem Gemisi, Altay Tankı, Atak Helikopteri, Anka ve Bayraktar İnsansız Hava Araçları, Yeni Tip Karakol Botları, Süratli Müdahale Botları ve Milli Piyade Tüfeği başta olmak üzere birçok sistem, alt sistem ve silah sistemi, savunma sanayisinin bağımlılığını azalttığı projelerin sonuçları. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda (SSM) yürütülen proje ve faaliyetler kapsamında son 30 yılda savunma sanayi sektörünün imkân ve kabiliyetlerinin artmasıyla birlikte sektörün büyümesi, gelişmesi ve güvenlik alanında da kabiliyetlerin oluşması sağlandı. 1980’li yıllarda yoğun olarak hazır alım projeleriyle tedarik yaparak ihtiyaçlarını karşılayan ülkemiz, bugün artık kendi projeleri aracılığıyla özgün tasarımları olan gemi, uçak, insansız hava aracı, tank ve birçok sistemin üretildiği bir ülke konumuna geldi. 2023 yılı ülke hedeflerine ulaşılması için savunma ve güvenlik alanında gerçekleştirilecek çalışmaları ve bu çalışmaların sonuçlarını bütünsel bir yaklaşım içerisinde takip etmek gerekiyor. Hedef; ülkemizin dünyada savunma sanayi alanında söz sahibi, teknolojik üstünlüğe sahip, küresel bir oyuncu olması, bu alanın tüm paydaşlarıyla koordinasyon içerisinde çalışıp geniş bir sanayi tabanına yayılım sağlaması.

Tüm dünyada ülkelerin acziyeti, savunma sanayi teknolojilerinde dışa bağımlılıkla ölçülüyor.

Yeni dönemde ‘Teknolojik Derinlik ve Küresel Etkinlik’

Bu anlayış doğrultusunda oluşturulan ‘Savunma Sanayi Müsteşarlığı, 2017-2021 dönemi Stratejik Planı’ hakkında bilgi veren SSM Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, “Küresel jeopolitik gelişmeler; ‘güvenlik’ ve ‘güç’ kavramlarının yeni stratejik ortamdaki tanımlarını değiştirdi” değerlendirmesini yaparak şunları kaydetti: “ Bu durum ülkemizdeki savunma ve güvenlik konusunda faaliyet gösteren tüm kamu ve özel kurum/kuruluşlarla sivil toplum örgütlerinin bu kavramları uyumlu politikalar ve yol haritalarıyla yeniden yorumlayarak hizmet vermelerini gerekli kılmakta. Savunma sanayinin geliştirilmesiyle görevlendirilmiş bulunan Savunma Sanayi Müsteşarlığı, uygulama farklılıkları, iletişim, koordinasyon, belirli dış kısıtlar gibi nedenlerle makamlar arası yaşanabilecek olası sorunları, üstüne düşen görevler kapsamında en aza indirebilmek ve paydaşlarıyla güçlü bir sinerji yaratmak için ‘2017-2021 dönemi Stratejik Planı’nı, ‘Stratejik Yönetim ve Planlama’ anlayışıyla ‘Başarıya Odaklı’ olarak yeniden tasarladı.” Yeni dönem planlama çalışmaları; ‘Teknolojik Derinlik ve Küresel Etkinlik’ ana temasını işliyor. Bu kapsamda;

• Savunma planlama ve yönetimiyle tedarik ve lojistiğe ilişkin süreçlerin birbirini tamamlayan ve birbirinden ayrılmaması gereken unsurlar olarak değerlendirildiği,

• Yaşanan/yaşanacak olası sorunların; ihtiyaç makamı, tedarik makamları, Ar-Ge kuruluşları, üniversiteler ve firmalar arasında yakın iş birliği, iletişim ve koordinasyon ile çözülebileceği,

• Günümüzde hızlı teknolojik değişim, güvenlik ortamındaki belirsizlikler ve asimetrik tehditlerin artması nedeniyle, stratejik planlama döneminin bu gerçeği göz ardı etmeden değerlendirilmesi gerektiği,

• Savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını tespit ve temin/tedarikinde paydaşlarla birlikte çalışılmasıyla uzun dönemli öngörülerin daha objektif, isabetli ve maliyet duyarlı olarak yapılabileceği,

• Ar-Ge faaliyetleri kapsamında ana projelerin ihtiyaçlarından kaynaklanan alt sistem/bileşen geliştirme ihtiyaçlarıyla uzun vadeli ileri teknoloji kazanımı çalışmaları arasında uygun bir dengenin kurulmasının öncelik taşıdığı ve Müsteşarlığın bunu sağlamak sorumluluğu bulunduğu,

• Savunma sanayinde faaliyet gösteren yan sanayi ve KOBİ’lerin geliştirilmesi, teknolojik derinliklerinin ve rekabet edilebilirliklerinin artırılması,

• İhtiyaçların belirlenmesinden envanterden çıkarılmasına kadar geçen tedarik ve lojistik süreçlerini bütüncül bir yaklaşımla yönetebilmek için sistemlerin ömür devri boyunca desteklenebilirliğinin gerektiği,

• Tüm dünyada ülkelerin bağımsızlık göstergelerinin başında savunma ve savunma sanayi konusundaki dışa bağımlılık düzeyinin geldiği,

• Sürdürülebilir ve rekabetçi bir savunma sanayi ekosistemi oluşturmanın ana unsurlarından birinin ihracat olduğu, konularına ilişkin bir perspektifle hareket ediliyor.

SSM’nin planladığı performans için ‘Değer Modeli’ oluşturuldu

Stratejide; iç ve dış paydaşlar arasında yoğun bir katılımcılık sağlanarak yeniden hazırlanan; ‘Misyon, Vizyon ve Temel Değerler’, ‘Kurumsal Stratejik Öneme Sahip Konular’, ‘Ana Faaliyet Alanları’, ‘Stratejik Faktörler’, ‘Kurumsal Stratejiler’ ve ‘Gelecekteki Fark Oluşturan Başarılar için Farklı Çalışmalar’ konularındaki Stratejik Kaynak Dokümanı ve Kurumsal Performans parametreleri birlikte değerlendirilerek Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın gelecek dönemde gerçekleştirmeyi planladığı performansa ulaşabilmesini sağlayacak ‘Değer Modeli’ oluşturuldu. SSM’nin ihtiyaç makamlarına sunduğu ürün ve hizmetlerin beklentileri karşılaması yönünde verdiği taahhüdü açıklayan ‘Değer Modeli’; stratejik planda amaçları ve hedeflerini açıklayan 4 ana stratejik alan ile tanımlandı:

 1. Alan: Modernizasyon Projelerinde Hız, Kalite ve Maliyet Etkinlik

2. Alan: Kabiliyet Kazanımı İçin Verimlilik Yönetimi

3. Alan: Teknolojik Yetkinlikleri Bilimsel Birikimler ve Deneyimler ile Birleştirmek

4. Alan: Stratejik İnsan Kaynağı ve Güçlü Kurumsal Yönetim

2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı, ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda, toplumumuzu yüksek refah seviyesine ulaştırma yönünde kilometre taşı olma özelliğine sahip bir belge. Bu belgenin savunma sanayine ilişkin hedefleri; özetle sektörün rekabetçi bir yapıya kavuşturulması, savunma sistem ve lojistik ihtiyaçlarının özgün tasarıma dayalı olarak ülke sanayisiyle bütünleşik ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanması, uygun teknolojilerin sivil amaçlı kullanımıyla yerlilik oranının ve Ar-Ge’ye ayrılan payın artırılması belirli savunma sanayi alanlarından ağ ve kümeleme yapılarının desteklenmesi olarak belirleniyor. Bu belirlemeler SSM’nin yeni dönem stratejik planlamasıyla da uyum gösteriyor.

Önceki haberTürkiye dijitalleşmeyle büyüyecek
Sonraki haberTürkiye’nin ilk “Kişisel Verileri Koruma Zirvesi” Ankara’da toplanıyor

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz